SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

HİZMET VE……

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2014 10:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2014 10:12
 Hiç kimse AKP nin bu ülkede yaptıklarını inkâr edemez. Ülkeye hizmetleri olmuştur. Her iki kişiden birinin oyunu alan bir parti olarak elbette hizmet etmeliydi. Hastaneler konusunda yaptıklarını unutmamız imkânsız. Biz kendi memleketimiz, kendi ilçemiz olarak baktığımızda elbette bu imkânlardan faydalandık ve Allah razı olsun dedik. Oy veren de vermeyen de aynı düşüncedeydi. Özellikle inşaat sektöründe büyük atılımları olmuştur. Yapılan hizmetleri anlatırken, yapılmayan veya yanlış yapılanları da anlatmamız gerekir.

Mesela;

AKP 28 Şubat’ı eleştirirken bizlere söyleyemediği bir şey var.

28 Şubat’ın sayesinde bizler iktidara geldik diyemiyor mesela.
 

Hastane, postane, hava alanları, yol, bilmem ne yaptık derken, küçük çaplı esnafları bitirdim diyemiyor mesela.
 

En azından kendi köyümüze baktığımızda bile gördüğümüz gerçekleri görmemezlikten geliyoruz. Ticari plakalı araç sahiplerimiz artık arabalarını park edip gurbete çıkmaya başladılar. Nasıl çıkmasınlar ki, on beş yıl önce Çatak - Doğankent arası dolmuşlarımız, bir yolcunun parasıyla 2 – 2,5 litre mazot alabiliyorken şimdi bir yolcunun parasıyla yarım litre dahi mazot alamaz hale gelmişlerdir. Üstelik bu dolmuşlarımızın ödedikleri vergiler hem artırılmış hem de değişik vergilere tabi tutulmuşlardır. 

Ama yinede biz seçmenler AKP den vazgeçme niyetinde olmadık hiçbir zaman. Öyle ki daha güçlü bir şekilde getirdik tekrar. Ama Ergenekon – balyozları hiç düşünmedik oy kullanırken. Bunlar darbe yapacak dediler inandık, camimizi bombalayacakmış, ülkeyi kaosa götürecekmiş dediler inandık. Bak toprağın altına silah saklamışlar dediler inandık. Yok 5 nolu harddiskte şu var bu var dediler inandık. 17 Aralık’tan sonra her şey değişti. 5 nolu cd oynanmış dediler, sahte dediler. Aslında askerler suçsuzmuş dediler. Onlara cemaat kumpas kurmuş dediler. Ama biz bunlara inanmadık artık. Nasıl inanalım ki, bizi yıllardır öyle inandırmışlar, öyle beyinlerimize sokmuşlarki bütün bunları artık aksini iddia edenlere inanma şansımız kalmamış.

17 Aralık’tan sonra ülkemiz artık yangın yerine dönmüştür. Birkaç tane şehzadeyi kurtarabilmek uğruna neler yapılmaya başlandı. Görevden alınan savcılar, hakimler, emniyet mensupları vs. Yahu bütün bunlar Ergenekon’da, Balyoz’da, Gezi olaylarında kahraman olanlar değiller miydi mesela.

Birisi çıktı başbakanımızın doğduğu yerler (Rize, Kasımpaşa, Siirt)’i mübarek ilan etti.

Birisi çıktı Allah’ın bütün vasıflarını taşıyan bir başbakan dedi.

Birisi çıktı “itaatse itaat” dedi. “Biz başbakanımıza kuşulsuz itaat ediyoruz” dedi. Bunu dedi ama kimse yemedi tabii. Nasıl yiyelim ki, bunu diyen zat başbakanı sürekli eleştiren, yerden yere vuran zat’ın ta kendisiydi. AKP den milletvekili seçilince ve açılım süreci başlayınca tam bir başbakan sevdalısı olan kişinin ta kendisiydi.

Yine birisi var ki akıllara zarar arkadaş. Sürekli başbakanı eleştirirdi. Ekonomimizi çökertti derdi. Sonra baktık ki, başbakanlık başdanışmanlığına atanmış.

Sayın Numan Kurtulmuş’u unutmadık tabiî ki. Sayın başbakana firavun dedi, Harun olarak geldi Karun olarak gidecek, biz onlar gibi Yahudileşmeyeceğiz dedi. Dedi de dedi. Sonra baktık ki oda partisini bırakmış başbakan yardımcısı olmuş.

Başbakanı eleştiren medya organları o veya bu yolla hükümet safına çekilmiş. Ha bire başbakanı övüp duruyorlar. Yere göğe sığdıramıyorlar.

Yolsuzluk var diyorsun. Çıkıp diyorlar ki dinlemeler yasa dışı. Villalar millalar diyorsun, bilmem kaç yıllık arkadaşımın diyorsun. İçişleri bakanı diyorsun, yolsuzluk, rüşvet diyorsun ı ııhh diyorlar. Dış güçler, cemaat, Pensilvanya, ananas, muz, MHP, CHP diyorlar. Amaç kavramları birbirine karıştırarak hükümete darbe girişimi olduğunu milletin kafasına sokmak.

Oysa milletimizin şunu demesini bekleriz. Hırsızlık yapan, yolsuzluk yapan, ihaleye fesat karıştıran, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin cezasını sandık değil, yargı versin. Çünkü sandık aklanma yeri değildir.

Bize kumpas kuruldu, darbe yapmak istiyorlar, hepsinin belgesi var diyenlere inanmamız için, o belgeleri yargının önüne götürüp bizleri ikna etmeleri gerekir. Aksi taktirde biz yıllardır onun belgesi var bunun belgesi var yalanlarıyla yapılan ve yapılmak istenenleri çok gördük.

Milletimiz artık şuna karar vermeli. Hani bunların bir şarkısı var ya, “beraber yürüdük biz bu yollarda”. Bu şarkının sözleri artık değişmiştir. Milletimiz bu yeni şarkıyı “beraber yürüttük biz bu yollarda” diyenlerin yanında mı olacak, yoksa bunlara gerekli dersi seçimlerde vererek akıllarını başlarına almalarını mı sağlayacak.

Karar elbette ki Yüce Türk Milleti’nindir… 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.