Trafik kazaları ülkemizin kanayan yarası olmaya devam ediyor.Her gün onlarca insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz. Önümde 2012 yılının ilk 10 ayına ait veriler var.Tablo korkunç. On ayda meydana gelen 302 bin 178 kazada 3370 kişi hayatını kaybetmiş durumda.Nerden baksanız bir yılda yaklaşık 4 bin kişi trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Yine aynı dönemde meydana gelen trafik kazalarında 229 bin 385 kişi yaralanmış.Maddi hasar ise 1 milyar 22 milyon 433 bin TL.Ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarına neden olan unsurların başında ilk sırayı sürücüler alıyor.Hal böyleyken hala tedbir alınmıyor, ders alınmıyor ve her gün onlarca insanımız kazalarda hayatını kaybediyor.
Peki bu durum nasıl düzeltilecek? Her şeyden evvel insanlarımızın bu konuda bilinçlenmesi lazım.Ondan sonra işin kanunlar ve ceza baoyutu geliyor.İnsanlar gerekli eğitimi alarak bilinçlenmedikçe istediğin kadar kanun çıkar, istediğin kadar cezaları artır.Tabi bu noktada ilgili bbirimlerin ciddi denetimleri ve ilgili mevzuatları tavizsiz uygulaması lazım.
Bakınız Avrupa’da durum çok farklı. Avrupa’da öyle bir toplumsal bilinç meydana gelmiş ki sürücü olsun yolcu olsun araca biner binmez emniyet kemerini takıyor. Bizdeki gibi polis görünce takmaya çalışmıyorlar. Yollardaki hız sınırlarına azami dikkat edilir burada. Belirlenen sınırlar aşıldı mı otomatik olarak tespit edilirsin ve adresine ceza gelir.Diyelim bir yaya kırmızıda geçti.Anında ceza kesilerek eline verilir.Hiç tolerans yok.Yaya geçitlerinde bir aracın durmaması söz konusu değil. Lamba olmayan zebra yaya geçidi denilen yerde yaya daha adımını atmadan trafik durur.Öyle gaza basıp geçemezsin. Bizde trafikte korna çalma hastalığı var.Burada trafik sıkışsa da kimse korna çalmaz.Zaten yasaktır.İnsanları rahatsız edemezsin.
Tabi Avrupa‘nın trafikte bu hale gelmesi kolay olmamıştır.Bakınız Avusturya’da sürücü belgesi almak araba almaktan zordur.Sıfırdan ehliyet alacak kişi sürücü kurslarında aylar süren sıkı bir eğitimden geçerek yine sıkı bir direksiyon sınav ya da sınavlarından sonra gerçek manada sürücü olur.Türkiyede şimdi eskiye nazaran daha sıkı hala geldi ama eskiden öyle değildi. Mesela ben 1995 de ehliyet aldığımda araç kıullanması bilmiyordum Araç kullanmayı dah sonraları kendim araç alınca öğrendim. Ama Avusturya’da sürücü belgesi aldıysan gerçek manada sürücüsün demektir. Yine kendimden misal vereyim. Cebinde Türk ehliyeti olsa bile bu ülkeye girişten itibaren en fazla 6 ay geçerlidir. Bu tarihten sonra buradan ehliyet almak zorundasın.Ben de bunun için müracaat ettim. Ehliyetimin sahte olmadığına dair Türk Konsolosluğundan yazılı belgeyi alarak işe başladık. Doktor raporu, ikametgah, kimlik ve sigorta kartları fotokopileri vs. tamamladıktan sonra trafik şubesine teslim ettik.Tarih 10 Aralık 2012 idi. Cevap ne zaman geldi? Tam 3 ay sonra 10 Martta. Bu tarihten sonra sürücü kursuna başladık.Her dersi 2 saat olmak üzere 6 derslik direksiyon eğitiminden sonra sınava girdik.Ve tabi kaybettik.Viyana içinde normal trafikte ufak tefek hatalar dışında iyi idim.Ancak son anda tamam bu iş bitti denildiği bir anda aracımızı park yaptıktan sonra son olarak da geri geri garaj yapmam istendi.İşte geri gelirken aracın sol arkası dikili çubuğa değdi ve bu kaybetme sebebimiz oldu.Bundan sonra ikişer saatten oluşan 3 ders daha aldık ve tekrar sınava girdik.11 Nisan 2013 tarihli bu sınavda ise başarılı olarak Avusturya’da sürücü olmayı hak ettik.Yani müracaattan tam 4 ay sonra sürücü belgesi almayı başardık.Bu değiştirme için gerekli zaman.Bir de sıfırdan başlayanlar var ki onların eğitimi ve ehliyet alması çok daha uzun sürüyor.Tabi işin bir de maddi boyutu var.Sürücü belgesine sahip olabilmek için 3 bin hatta 5 bin € harcayanlar var mış.O paraya burada bir hatta iki araba alınıyor.
İşte böyle dostlar. Türkiye’de sürücü kursları şimdilerde nasıl bir eğitim veriyorlar tam bilmiyorum ama inanın Avusturyadaki eğitim ve denetim olsun Türkiye’de trafik kazaları minimum seviyeye inecektir.Burdan Türkiyeye giden gurbetçilerimizi emniyet kemeri takınca ayıplayanlar oluyormuş.Yani kurallara harfiyyen uyulunca alay konusu olunuyor.
Özetle söyleyecek olursak Türkiye’mizin bu önemli sorununun aşılması için sıkı bir eğitim ve ciddi bir denetimle beraber top yekün bilinçlenme olmalı.Hatta mevcut sürücüler de tekrardan eğitimden geçirilmeli.29.04.2013/ Viyana