Hemen belirtelim başlıktaki cümle Kur’an’ın ifadesidir. Daha açıkçası Kur’an’ın “ricsün min ameli’ş-şeytan” ifadesinin dilimize çevirisidir. Bu ifade içki ve kumar hakkındaki Mâide sûresi 90. Âyette yer almaktadır. İçkinin tedricen haram kılınması detayına girmeden mevzuyu ele alalım. Burada;
1-İçkiالْخَمْرُ /Sarhoşluk veren her şey,
2-Kumarالْمَيْسِرُ /bütün şans oyunları,
3-Dikili taşlarالْاَنْصَابُ /Allah’tan başkasına kurban sunmak
4-Fal okları الْاَزْلَامُ /Gelecek hakkında kehanette bulunmak
İşte bütün bunlar öyle bir kınanıyor ki ayet “…birer şeytan işi pisliktir” şeklinde bitiyor. Ayette sayılan bu dört illetin her biri ayrı birer yazı konusu. Lakin biz bu yazımızda alkol/içki üzerinde duracağız.
Bu ayette olduğu gibi alkollü içkinin Kur’an’daki karşılığı الْخَمْرُ “el-hamr “ Bu kelimenin kök manası “aklı örten şey”dir. Bu manada Kur’an’da başörtüsüne de “hımâr”(çoğulu خُمُرِ/humur-Bkz Nur24/31)denilir ki o da “başı örten şey” demektir. Âyetten anlıyoruz ki alkol/içki aklı devre dışı bırakıyor. Yani “şişede durduğu gibi durmuyor”
Alkol insanlık için tehdittir. Sağlıklı nesilleri yok eder. Ülkenin geleceğini karartır. Alkolün insana iki cihetten zararı söz konusu. 1-Dinen HARAMDIR. Bu haramı işleyene ahirette ceza söz konusu. 2-Sağlığa zararlıdır. Zarar vermediği organ yoktur. Normal bir insan sağlığa zararlı olması hasebiyle alkolden uzak durur. Müslüman ise dinen de zararlı olduğundan, Allah’ın yasaklarından birisi olduğundan içkiden uzak durur. Nereden baksanız zararlı.
“İçki bütün kötülüklerin anasıdır” sözü boşuna söylenmemiş. Hakikaten ülkemizde ve dünyada meydana gelen birçok olayın sebebi içkidir. İki misal vereyim:
1983 yılında Giresun Espiye’nin Taflancık köyünde alkol alarak eve gelen şahıs annesi ve dört kardeşini baltayla doğrayarak öldürüyor. Hadisenin daha vahim tarafı bu kişi 1991 yılında cezaevinden afla çıkıyor ve 2006’da, yaşadığı İstanbul’da bunalıma girerek tekrar bir katliam yapıyor. Bu olayda dört çocuğu ile üvey kız kardeşini öldürüyor. Sonra da son kurşunu kendisine sıkarak intihar ediyor. Toplam 11 ölü. Sebep içki.
ABD’den kan donduran bir olay.2005’te alkol alan anne dört haftalık bebeğini mikrodalga fırına atarak kızartıyor. Mahkemeye çıkartılan kadın hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor.Her iki hâdisede de görüldüğü gibi akıl devre dışı kalınca insan işte böyle canavarlaşıyor.
Bugün alkol dünyanın ve ülkemizin önemli sorunu bizce. 2007’de yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de 4 milyon alkolik, 13 milyon da alkole meyilli kişi var. Yine 2015 TÜİK verilerine göre boşanan çift sayısı 132 bin adet. Her dört boşanmadan birisinin sebebi de alkoldür. Cinayetlerin % 85, Irza tecavüzlerin % 50, trafik kazalarının % 60 ‘ının sebebi yine alkoldür.
Alkolün dünyevî ve uhrevî zararları ortada iken bir İslâm ülkesi olan ülkemizde alkol tüketimi neden artıştadır anlamak mümkün değil. Verilere göre kişi başı alkol tüketimi 1925’te 1 litre iken 2009’da 20 litreye fırlamış.
Yapılması gereken, aileden başlayarak ana sınıfından itibaren öğrencilerimiz alkole karşı gerekli eğitim verilmelidir. Bu eğitim verilirken dini boyut ihmal edilmemelidir. Sadece Yeşilay Haftası( 1-7 Mart )içinde değil devamlı sûrette ve hayatın her alanında alkole karşı gerekli adımlar atılmalıdır. Sigara konusunda 1997 den beri yapılan düzenlemeler alkol alanında da yapılmalıdır. Medyada reklâmını yasaklamak yetmez. Film ve dizilerde içki kadehini kapatmayla iş bitmez. Kapatılan nesnenin içki kadehi olduğunu cümle âlem biliyor. Dizide baba oğul oturup karşılıklı rakı içiyor. İzleyici özendiriliyor. Bu yolla genç dimağlara, bilinç altına bu normalmiş algısı kazınıyor.03.03.2017