İnfak kavramı Kur’an’ın en çok üzerinde durduğu kavramlardan birisidir. Kısaca Allah yolunda harcamanın adıdır infak. Bu konuda sayfalarca, belki ciltlerce yazılabilir. Biz de zaman zaman, gerek yazılarımızda gerek sohbetlerimizde Kur’an penceresinden bakarak bu konuyu ele alıyoruz.
İşte bu yazımızda da, bir önceki yazımızda anlattığımız Ebu Talha’nın infakına benzer bir infak örneğinden bahsedeceğiz.
Konu Ebu Dahdah‘ın infakı. Aslında kaynaklarda bu konuda farklı anlatımlar var. Buna göre, ya ismi aynı olan iki sahabeden bahsediliyor, ya da aynı sahabinin aynı konuda birden fazla davranışı söz konusu. Kitaplarda tespit edebildiğimiz kadarıyla olayın 3 versiyonu anlatılır.
Ancak üçünün de ortak noktası şu: Ortada bize örnek olacak muhteşem bir davranış söz konusu. Hemen belirteyim, ben burada olayın bir versiyonunu anlatacağım. (NOT: Bir versiyon Bakara 2/245 ile irtibatlı olarak anlatılır )
Efendim sözü daha fazla uzatmadan mevzuya girelim. Olay yine Medine’de meydana geliyor. Medine’de fakir bir adam vardı. Bu fakirin çok cimri bir komşusu vardı. Öyle ki evinin bahçesindeki hurmaya kimseyi yaklaştırmaz, yere düşenleri bile yedirmezdi. Hatta bir gün bu fakir kişinin çocuklarını yere düşen hurmalardan yerken yakalıyor, parmağını çocukların ağzına sokarak o hurmaları bile çıkarıyor.
Olay Efendimiz(sav)’e intikal eder. Efendimiz cennette bir hurma ağacı karşılığı bu ağacını infak et teklifinde bulunur. Ancak teklif kabul edilmeyince Efendimiz’in morali bozulup döner. Olayı duyan uyanık ve akıllı sahabi Ebu Dahdah ağaç sahibine gelir. “Bu hurmayı bana ver sana şu bahçeden iki ağaç vereyim” der . Kabul etmez. Üç vereyim der. Kabul etmez. Neticede 40 (veya 60)hurma ağacında anlaşırlar. O bir ağacı, ucunda cennet olanı tek ağacı 40 hurma ağacı karşılığında alır ve hemen Rasulullah’a koşar.
-Ey Allah’ın Rasulü ben o ağacı satın aldım. Ağacın daha önceki sahibine yaptığınız teklif bana da geçerli mi diye sorup da müsbet cevap alınca şöyle der:
-Öyleyse ben de bu ağacı infak ediyorum. Bu fakirler faydalansınlar..
Bu tavır karşısında Efendimiz’in yüzünde güller açar. Son derece mutlu olur. Ebu Dahdah hemen verdiği bahçesine gider. Hanımı orada çalışmaktadır. Hanımına bahçeyi terk etmesini, bahçeyi cennetten bir hurma ağacı karşılığında sattığını söyleyince hanımı şöyle der:
-Karlı bir ticaret yapmışsın.
Şimdi bu tablo karşısında bugünkü materyalist, tek dünyacı kafayla düşünürsek Ebu Dahdah manyak ya da enayi oluyor. Neden? Bir hurma alıyor karşılığında 40 hurma veriyor.
Ama Ahiret merkezli bir hayat tasavvur eder, buna göre yaşarsan asıl karlı olan Ebu Dahdah olur. Neden?. Çünkü asıl hayat ahiret hayatıdır. Daha hayırlı ve daha kalıcıdır da ondan.(Bkz.A’la 87/17, Duha 93/4)
Bu yüzden tüm yatırımlar oraya olmalıdır. Bu dünyaya yapılacak yatırım kabirden ileri geçemeyecektir. Kar anlayışımız ahiret merkezli olmak durumundadır. Yoksa kar anlayışımız dünya merkezli olursa dünyada karlı olabilirsin ama ahirette iflasla karşı karşıya kalabilirsin.
04.02.2016