Özden Ankara’ya Neden Çağrıldı?

Özden’in 30 Mart Genel Mahalli İdareler Seçimlerinde AK Parti’den Doğankent Belediye Başkan Aday Adayı olacağı tahmin edilirken, son anda partinin il ve ilçe teşkilatlarının da bilgisi dahilinde ilçede aday olması halinde seçilememe ihtimali bulunmayan, halkın teveccühünü kazanmış bir kişilik olan 2009 Mahalli idareler seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin Belediye Başkan Adayı olan Haşim Birol Tekin’in AK Partiye çağrılmasında etkin rol üstlenen ve bu nedenle kendisi aday adaylığından, kendi rızası ile feragat ettiği biliniyordu.
 

Hatta bu süreçte parti içi çekişmeler ve bazı rahatsızlıklar nedeniyle il teşkilatındaki değişiklikler sonucu, İlçe teşkilatının da bazı nedenler ileri sürerek Özden’in AK Partiye gelmesi için ikna ettiği Tekin’in aday gösterilmemişi için yaptığı çalışmalardan sonra ilçe teşkilatı ile arasına buzlar girdiği ve AK Parti’ye Doğankent için İl Genel Meclis Üyesi olarak ilk resmi başvuru yapan aday adayı olmasına karşılık Ankara’ya giden listeye bilinmeyen bir sebepten dolayı isminin yazılmadığı öğrenilmişti.
 

Bu konu ile ilgili olarak yerel basında çıkan haberler üzerine Genel Merkezin harekete geçtiği ve konu ile ilgili olduğu tahmin edilen bazı hususlarda bilgisi alınmak üzere Özden’in Ankara’ya çağrıldığı gelen duyumlar arasında.
 

Bazı duyumlara göre ise Özden’in bilgisine başvuracak olan Genel Merkez’in seçimlerden önce olmasa bile seçimlerden sonra Özden’i teşkilatta etkin bir noktada görevlendireceği ileri sürülüyor.

Özden’in Ankara’ya çağrılmasının nedenleri ve sonuçları merakla beklenirken, bu güne kadar partiye zarar verecek hareketlerden kaçınması da takdirle karşılanıyor.
 

Aday adaylarının belirlenmesi sürecinde kendisine yapılan bütün haksız eleştirilere rağmen diğer birçok partilinin aksine partiye zarar verecek davranışlardan kaçınmaya özen gösteren, parti içi gereksiz tartışmaların gerginliklerin dışında kalmaya çalışan Özden’in imtiyaz sahibi olduğu Doğankent Haber Sitesi’ni bile bazı haberlere yapılan olumsuz yorumlara gösterilen tepki nedeniyle satılığa çıkardığı da iddia edilmektedir.
 

Kendisi, parti kararlarına ve teşkilatın kararlarına muhalefet etmeyen bir partili olarak bilinirken, son zamanlarda tüm tercihlerin kendi desteklediği oluşumlara zıt olmasına rağmen her zaman partililere ve çevresindekilere “Ben partime zarar verecek bir adımda bulunamam. Alınan kararlar bana göre hatalı ve yanlış olsa bile ben kendi içimizde fikrimi beyan eder, gerekli uyarılarımı yaparım ama buna rağmen sözüm kabul görmese bile teşkilatın aldığı kararlara da uyarım. Ben bu partiye üye olduğum sürece hangi kademede görev verilirse o kademede çalışırım. Hiçbir görev verilmese de bir partili olarak haddimi bilir, her vatandaş gibi oyumu kullanır ve partim için hizmet etmeye devam ederim.” dediği bütün çevrelerce bilinmektedir.